24 Şubat 2014 Pazartesi

Belgesel gösterimi: "Tarlabaşı Tarlabaşı" / Studio-X Istanbul


for Event

Belgesel gösterimi: "Tarlabaşı Tarlabaşı
27. Şubat.2014 - 18:00 / Studio-X Istanbul

Yönetmen: Hilmi Etikan
Yapım Tarihi: 1986
Süre: 28:00
Yapımcı: Mimarlar Odası İstanbul Şubesi

Studio-X Istanbul, Tayfun Serttaş'ın "Mimarlar Mezarlığı" sergisine paralel olarak 27 Şubat Perşembe günü 18:00'da Hilmi Etikan'ın yönettiği "Tarlabaşı Tarlabaşı" isimli belgesel gösterimine ev sahipliği yapacak.

***

"1986-88 yılları arasında dönemin istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından 386 tarihi nitelikli (tescilli) binanın 'trafiği rahatlatmak' gerekçesiyle izinsizce yıkılması sonucu gerçekleşen 'Büyük Tarlabaşı Yıkımı', İstanbul'un kentsel kimliğine yönelik en sert tahribatlardan biridir. İdare Mahkemesi geç bir kararla Osmanlı-Avrupa sentezinin dünyadaki tek sivil mimari örnekleri sayılan historisist üsluptaki yapıların yıkımını 'yasa dışı' ilan ettiğinde, geride yalnızca molozlar kalmıştır... Gerçekleştiği dönem büyük tartışmalara yol açan yıkım esnasında, buldozerlerin önlerine Türk bayrakları gerilmesi ve Bedrettin Dalan'ın kendini 'bizim kanaatimize göre Tarlabaşı'nda tarihi eser yok! Üç beş Rum'un evini yıkmakla ne olacak?' şeklinde savunması, sürecin ideolojik boyutunu özetlemektedir."

Kaynak: Serttaş Tayfun, "Issız Kent Üçlemesi", GSAPP Books, İstanbul, 2014, p.67

***

Tayfun Serttaş'ın notu;

Doğurduğu sonuçlar açısından İstanbul'un en derin kentsel ve sosyo-ekonomik yaralarından biri olan Büyük Tarlabaşı Yıkımı'na dair yorum ve kaynak eksikliği, günümüzde süregiden kentsel tahribatın gelecek kuşaklara aktarılmama olasılığının belki de en açık kanıtıydı. Geriye kalan neredeyse tek görsel envanter diyebileceğim Hilmi Etikan'ın "Tarlabaşı Tarlabaşı" isimli belgeselini döne döne izlerken zihnimdeki temel soru; böylesine kritik bir sürecin, nasıl olup da referanslarımız arasından bu denli hızlı silinmiş olabileceğiydi. Kente karşı işlenen suçların kamuoyu nezdinde böylesine kolay kabullenilmesi, günümüz siyasi aktörlerinin İstanbul'a yönelik müdahalelerini meşrulaştıran bir etken olabilir miydi?

İstanbul'un tekerrürden ibaret tahribatı aynı hızla devam ederken ve çok değil yirmi sene sonra semtten geriye kalan son yapıların da yıkılışına tanıklık ederken bizler, Hilmi Etikan'in kamerasından yalnızca 1986'daki talanı değil, bugünün de yok oluşunu izleceğiz. Akabinde İstanbul'un meşru ve vazgeçilemez sivil modern mirasının en eski temsilcisi olan Tarlabaşı'nı, ötekinin kültürel mirasını, mirasın akibetini konuşacağız.

Hiç yorum yok: